17 Mart 2013 Pazar

Ne Olacaksa...



Hiçbir şey yolunda gitmek zorunda değil oysa ki. Bir şeyler yolunda gitmiyorsa o şeyler sizin olmasını istediğiniz yola ait değil demektir. Öyleyse ne için bu keder ? Benim içinse önemli olan tek şey, hiçbir şeyin önemli olmaması. Dün gece eve ayık döndüm, bu önemliydi. Minibüs şoförü olduğumda yolculara dinleteceğim şarkıların bir listesini yaptım bu sabah. Odaklanma sorunumu bu sayede biraz olsun çözdüğümü düşünüyorum. Çok güzel gülüyordu Allahsız! O gülüşü unutmanın hiçbir yolunu bulamadığım için hatırlamamayı seçtim. Sadece seçtim. Aslında acayip romantiğim. Mesela yıl 1973 ve ben bir telefon kulübesindeyim, telefon edecek hiç kimsem yok. Ağzımı toplamam için hiçbir sebebim yok. Kırılmak için de öyle. Ama kırgın kalmak için var. Sebepler ile niyetler arasındaki salıncak çocukluğumu sallıyor, ne değişik. 23 yaşında bozuk bir yol gibiyim. Yol hareket etmez. Yol hiçbir yere gidemez. Gidemez ve buna rağmen vardığı bir yer vardır. Çekmecede unutulmuş bir mektup açacağı da olabilirdim. Artık kimse mektup yazmıyor. Kimse adresimi bilmiyor. Memnunum. İçimdeki ateşli sabrı yettirmeyi öğrettim kendimde. Beni çıldırmaktan alıkoyan tek şey bu. Çoğu zaman aklım ağzımda, sigaram başımda olsa da... Annem soruyor ''Hala kaçmaya devam mı ediyorsun?'' başımı çevirip ''Evet anne buna yaşamak diyorlar'' diyorum. Yalnızlık konusunda ne kadar arsız olduğumu tartışmanın bir anlamı yok. Bir steteskopum olsa idi kalbim olduğuna da ikna olurdum şimdi. Ama yok. Beni bekleyen bir filika yok. Bir kurtarma ekibi yok. Can yeleği yok. Bu yüzden hiçbir şeyden korkmamak çok eğlenceli. Yine de düşünmeden edemiyorum -ya tecrübesini edinmediğim bir his kalmamışsa ? Çünkü sürprizleri severim. Geçen gece çok sarhoştum. Adımı bir bıçağın üzerine kazıyıp onu bulmaya koyuldum. Yokluğunu taşıyan sokaklar tüm dünyayı doldurmuş. İşte bu cümleler kelimeden değil camdan yaratıldı.

Artık bana ne olacaksa olsundu. Ne olacaksa olsun.

- Elif Yaren