28 Nisan 2012 Cumartesi

stop crying your heart out

Hüznün insan ruhu üzerinde yaptığı basınç kişiyi başka bir boyuta çıkarıyor. O boyutta artık hiçbir şey eskisi gibi değil..

eskiyorum


kendimi eğilip yerden toplayamayacak kadar yoğun ağrılı ağzıma kadar aşkla dolu oluşum beni yeri doldurulamayacak bir yokluğa yerleştiriyor. ılık bir anımsamayla dağılıp parçalara ayrılıyorum. yüzümde saçlarını tarayan sancıların ifadesiziliği neden bu kadar zarif duruyor ? 
içimde milyarlarca rüzgar gülü... sönmüyorum. 

hiç ve sonsuza dek


O hayal için binlerce kez daha havaya uçmaya değmez mi ? 

Artık her şeyin tadı kolonya gibi.

white soap



insanlardan hiçbir şey istememeyi öğrendiğimde zaten her şeyi yapabilecek güçte olduğumu keşfettim. para, seks, uyuşturucu, ticaret, aşk, kanunlar ve cinayetler bensiz de dünya çapında tur atabiliyor. insanlardan bir şey isterseniz karşılığında bir tebessüm ya da teşekkürden daha fazlasını isterler, önce ellerinizi yıkayın gençler.

amen

Beni anlaşılmaz, beni sevimsiz, cismimi soysuz ve soğuk kılan; o kopuk, o yaygaracı, o bencil ve menfaatçi değiştiriciye lanet olsun.


ekinoks


Hangi cevaba doğru ilerlesem cümle içinde doldurulmamış boşluklar olduğunu görüyorum. Mide bulantım şiddetlendikçe daha fazla, daha hızlı dönmek dönmek dönmek istiyorum ! Aklımın akustik sancıları yeterince tatlı. Yine de biliyorum ki bir beden büyüğünü giydirmeden edemeyecekler. Biricik kaosumun tarifi yok. Çünkü; tutkunu olduğum cümlelerin hiç söylenmediği hiç duyulmadığı bir hayatın sahibini oynuyorum.

Ama



Ama herkes kendi illüzyonu ile öpüşürken müziği kapatmanın hiçbir yararı olmayacak, görüyorsun.


Elif Yaren


...

XIII.

Bardağı kırık olanlar varmış. Bu güzel. Esasen benim için ''o bardak hiç yok''.

boş küme


Bazı cümlelere duyduğum ihtiyacın asla karşılanamayacak olması hayatımı acıtıyor. Yalanın kokusunu millerce öteden alabiliyorum artık.

26 Nisan 2012 Perşembe

kış


sana yazdığım masadan başımı sağa çevirdiğimde gördüğüm kapının ardındaki yalnızca bir mevsim değil. bu seninle birlikte göremediğimiz ikinci kar yağışı. ve bu da yan yana olamadığımızın fotoğrafı. 

27 Ocak 2012, İstanbul

ocak 12.


gerçeğe adapte olamayışımın sonuçlarına tutundum. bir başka sonuç yaratmak için hayatın sınırlarını zorluyorum. bu birilerini güldürüyor. kuşkusuz birilerini de fena halde ağlatıyor... öyle bir yerden girmiştim ki bu hikayenin içine, sık sık 'öksürüyordum' sanırım - yanılmıyorum. bu yüzden bunun yinesi, yenideni, yarası ve kanaması yok ! yer çekimsiz bir ortamda soluyorum. soluduğum şeyi bir hayal et. hayal et ve bırakma.

ocak 12.