4 Mart 2012 Pazar

Sıfır Beden

O iğne deliğinden geçebilmek için yeterince incelmedim. Daha fazla şiir içip, bir takım şarkılarla ağzımı çalkalamalıyım belki de o vakte kadar. Ama bu insan elinden çıkma 'şey'ler yetersizken, yetersiz ve oyalamaca... O iğne deliğini görmezden gelebilmek adına toprağı öğrenmeliyim. Kahverengi, kırmızı, siyah, ıslak, kuru, humuslu kederler... Ölüm gibi yoğun, kokulu ve her an bastığın her yerde. 
Bir iğne deliğinden söz ediyorum. Kendi ekseni etrafında dönen, dönen, durmadan kendini savuran, batıdan doğuya... Biliyorum. O iğne deliğinden geçebilmek için kendimi aynı anda savurmalıyım onunla. Her an, her an ve her an.


...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder